Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar.

M. Kemal Atatürk, Uludağ Gecesindeki konuşmasından, Ankara, 01.04.1937

 

Yapılandırmcı Sistemde Gerçek Öğrenme

BEYANI TEMEL ALAN ÖĞRETİM

     

Eğitim sistemimizden bir türlü nitelikli verim alamayışımızın nedeni; öğretim programları, yönetmelikler, ders kitapları değil

ÖĞRENCİLERİN okullarını sevmemeleri, konuların fazlalığı, ders çalışmamaları, devamsızlık yapmaları, disiplinsiz davranmaları, teknoloji bağımlısı olmaları da değil...

Hatta -bazılarına göre- ÖĞRETMENLERİN akademik yetersizliği, maaşlarının azlığı, bilim ve teknolojiye ayak uyduramamaları da değil…

Sorun; KONULAR ÖĞRENCİLERİN ÖNÜNE, ÖĞRENCİLERİN SEVMEYECEĞİ BİÇİMDE SERVİS EDİLİYOR, AÇ OLANLAR BİLE UZAK DURUYOR...

Sorun; akademik düzeyleri, fiziki koşulları, öğrenme biçimleri ve çalışma zamanları farklı olan öğrencilerin; aynı konuyu, aynı ortamda, aynı yöntemle, aynı sürede ve aynı kaynaklardan öğrendiklerinin var sayılmasıdır.

Sorun; anlattıklarını dinlettirmekle, söylediklerini yazdırmakla, kitap-defter veya kılık-kıyafet takibi yapmakla uğraşan öğretmenlerin; öğretmen desteğine daha çok gereksinim duyan öğrencilere yeteri kadar zaman ayıramamalarıdır.

     

DENENMİŞ, KABUL GÖRMÜŞ ÇÖZÜM Nedir?          (Yakında)

      


    

GENÇLER! DENEME SINAVLARINI ÖNEMSEYİNİZ
    Sakın "Giriyoruz da ne oluyor?" demeyiniz.

Bu yazıyı dikkatle okumanızı ve önemsemenizi öneriyorum. Hem de birkaç kez okumanızı…

Sınava yaklaşık yirmi gün var.

Kursta veya okulda yapılan deneme sınavlarını daha çok önemsemenizi istiyorum.

30 Mayıs 17 Haziran tarihleri arasında uygulanacak 18 gün var. Bu da 18 deneme demektir.

 “Denemelere giriyoruz da ne oluyor” söylemine itibar etmeyiniz. Çok yanlış ve amaçsız bir yaklaşım. Tam tersine tahmin edilemeyecek kadar büyük katkısı var!

 Kendinizi daha özgür hissettiğiniz –ev ortamı, kütüphane, kafe ve benzeri– ortamlarda yaptığınız bireysel veya grup çalışmalarınız çok önemli. Akademik anlamda dinleyerek/izleyerek öğrenmeden daha kalıcı olduğunu ben de kabul ediyorum. Ancak (...)         Devamını Aç

        


     
                

      AYNI ANDA İKİ DERSE ÇALIŞTIRAN TYT...

     
  Alanında İlk / Başka Yazanı da Emek Vereni de Yok

     
O güne kadar sayısal sınıfların dersine hiç girmemiştim. Bir gün okul müdürümüz doğum iznine ayrılan öğretmenin derslerine benim girmemi istedi. Hepsi de sayısal sınıftı. Çok mutlu oldum. Kendimi ödüllendirilmiş gibi hissettim.
    
  Uzun yıllar sonra bir gün, çok yerleşkeli özel bir öğretim kurumunda sözleşmesi yenilenmeyen öğretmen arkadaşım nöbetçi olduğum kata gelerek önümde durdu. Vedalaşmak için geldiğini düşündüm. Öyle olmadı, Önce özür diledi, sonra da teşekkür etti. Bir anlam veremedim, sordum.  “Yerleşkeler arasında yapılan deneme sınavlarında hep Coğrafyanın birinci olduğunu biliyorsunuz. Bununla gurur duyuyordum. Ancak sınıflarda öğrencilere teşekkür ettiğim zaman sevincim yarıda kaldı. Meğer başarı sırrının odak noktasında sizin yaprak testleriniz varmış. Hangi sınıfta teşekkür etsem, (....)
  (Devamını Oku)


 

     

                Disiplin Yönetmeliğiyle İlişkilendirilmiş

      TÜRKÇE ÇOKTAN SEÇMELİ SORULAR

 
      
      (Amaç: Öğrencilerle paylaşmak ve onları bilgilendirmek)

    
 Hem disiplin olaylarını önlemek hem öğrencileri bilgilendirmek amacıyla disiplin yönetmeliğinin ilgili maddelerini sınıf panolarına asarak tüm öğrencilerin okumalarını bekleyen okul müdürümüz, dört hafta geçmesine rağmen hiçbir öğrencinin okumamasından yakınıyordu. Yüzüne baktım, sanki samimiyetiyle çaresizliği çarpışıyor gibiydi. Biraz düşündükten sonra yaklaştım, “Tüm öğrencilerin okumalarını sağlayacak bir çözüm var” dedim. “Sahi mi? Nasıl bir çözüm?” diye sordu. Ayrıntı vermeden güvence verdim ve iki hafta süre istedim
      Bu süreçte aşağıdaki çoktan seçmeli soruları yazdım, tamamlayınca müdür beye takdim ettim. İnceledi, memnuniyetle karşıladı. Öğretmenlerin de görüşünü alarak pazartesi günü ilk iki derste uygulattı.

      Canlı tanığıyım, okulda okumayan ....
 
(Soruları GÖR ve İNDİR)

 

    


TÜRKÇE VE EDEBİYAT ÖĞRETMENLERİNE

Öğrencileri Aynı Anda İki Derse Birden Çalıştırma Uygulaması

 

Haftalık Türkçe/Edebiyat ders saatlerinden en az birine hem renk ve hareketlilik kazandırmayı düşünen hem de sınıf yönetimi konusunda arayış içinde olan öğretmen arkadaşlarımın ilgisine…

Bu ders ortamında öğretmen yönlendirici, hedef gösterici; öğrenciler ise araştıran, yorumlayan, çözümleyen ve paylaşan konumunda olmaktadır

Haftanın son derslerinden en az bir gün önce öğrencilerinizden, o hafta içinde öteki derslerde işledikleri ders konularıyla ilgili notlarını, ders kitaplarını veya konu anlatımıyla ilgili kaynaklarını getirmelerini isteyiniz. (devamı var)

(Devamını AÇ)

 

 


 

 

  

Eylül 2021

ÖZEL ÖĞRETİMDE DEĞİŞİM KAÇINILMAZ!

(Lise ve Ortaokullarımız İçin Uygulamaya Hazır Öneriler)

 

 Hep merak ederim! Okul kurucuları, her türlü hareket alanına ve olanaklara sahip oldukları halde, tanımladıkları öğretim sistemini kendi okullarında neden hayata geçirmezler? Üstelik MEB ‘e de örnek olmak varken…

Zira, “…bir doktor o gün gelen hastaların tümüne aynı ilacı verse ne olurdu? Benzetmek gerekirse okullarımızda yapılan tam da bu" (1)

Başka bir deyişle; dost ve arkadaşlarıyla bir arada olan grup içinde tanıdığınız birini görür görmez gerekçemiz ne olursa olsunCebinde kaç lira var, göstermeni istiyorum!” dediğimizde, o an için böyle bir soruya muhatap olan birinin durumunu düşünebiliyor musunuz? Derslerimizde yapılan da böyle bir şey?

Zaten Öğretmen Merkezli öğretimin doğası da tam bu değil mi?

Sık sık bu duruma düşen veya düşeceğini var sayan öğrenci; DERSİ, ÖĞRETMENİ, ÖĞRENMEYİ, özellikle de OKULUNU SEVEBİLİR mi?

İşte bu yüzdendir ki; öğrencilerimiz verilen her ilacı almak istemiyor, yani öğretmenlerini dinlemiyor, çevrimiçi ekrana yaklaşmıyor, derse katılmıyor, yaz denileni yazmıyor, (....) (Devamını AÇ)

  

 


 

Kibarlık Budalası İş İnsanı / AYSELİNSA

       “Kibarlık Budalası İş İnsanı (AYSELİNSA)”, adlı oyunu Moliere’in “Kibarlık Budalası” adlı komedisinden uyarladım. Asıl oyundaki Mösyö Jurden’i, Anadolu’dan İstanbul’a göç eden Aysel (Ayselinsa) adlı bir bayan olarak değiştirdim. Jurden’in gösteriş düşkünlüğünü de Ayselinsa’ya bilgili olma, gösteriş düşkünlüğü ve iş insanı hayranlığı olarak yansıttım. Oyun içindeki oyun maskaralığını olay kurgusu olarak aynı aldım, ancak içeriğini okulculuk oyununa dönüştürdüm.

EĞİTİMLE İLGİLİ SAHNELERDEN BAZILARI:  3 perdenin 4, 5 ve 6. sahneleri.

3 PERDE 4. SAHNE

AYSELİNSA— Bu toplantının okulda yapılması daha uygun olmaz mıydı?

MELİSA— Olmazdı! Sevgili kurucumuz! Okuldaki bakım ve onarım bitene kadar burada çalışmak zorundayız.

AYSELİNSA— Hakkınız var!

MUHSİNSA— (Ayselinsa’ya) İşbilen Lisesi adını değiştirmeye kararlı mısınız?

AYSELİNSA— Acele etmeyin. Mülayim Bey gelince açıklayacağım.

MUHSİNSA — Bazı tahminlerim var?   (......) Devamını Oku (pdf)

      


Sınıf Yönetiminden Kesitler 9

SEYYANEN NOT VERİLİR Mİ?

Öğretim yılının son günleriydi. Öğretmenler odasında otururken beden eğitimi öğretmeni elinde iki çayla geldi. Çayın birini bana ikram ettikten sonra yanımdaki koltuğa oturdu.

Hocam, bugün öğrencilerle karne sohbeti yaparken edebiyat notlarıyla ilgili iddiaya girdik. Karnelerindeki birkaç puanlık farklarından dolayı, “Ben daha başarılıyım, sen tembelsin, şampiyon olmasaydık o notları hayalinde görürdün”, gibi sataşmalar havada uçuşuyordu. Şaka yollu, “Bedava notlarla havaya girmeyiniz, uçmak size yakışmıyor, düşersiniz”, dedim. Bir anda önümde dikildiler, “Hocam bu kez yanılıyorsunuz, alın terimizle hak ettik” dediler. İnanma (....)  (Devamını Oku)

    


ALANDAKİ EĞİTİM GERÇEĞİMİZ

Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana tüm okullarımızda öğrenmenin merkezinde öğretmen var. Başka bir söylemle, Öğretmen Merkezli Öğretim çok sayıda hamleye rağmen saltanatını sürdürüyor… Memnun olan var mı, sanmıyorum! Geldiğimiz seviyeyi yeterli bulan var mı, yok! Sorumluluğu üstlenen var mı, hiç yok!

Kovid-19 kaynaklı sürecin, eğitim dünyamıza çok önemli ve belki de bir daha bulunmaz değerde bir fırsat sunduğunu düşünüyorum. Yani öğrenmenin merkezinden hem öğretmeni hem de öğrencileri söküp aldı ve bir buçuk yıla yakın süredir uzaklaştırdı. Şu an halen öğrenmenin merkezi boş! Burayı uzun süre boş bırakmak gençlerimizin yıllarını heba etmek anlamına geliyor. Bu süreci her ne kadar kabul edilebilir bulmasak da, farklı bir pencereden bakıldığında bu durumu fırsat olarak değerlendirmek mümkün! Dolayısıyla fırsat hazır ayağımıza kadar gelmişken ÖĞRENMENİN MERKEZİNE ÖĞRENCİLERİ YERLEŞTİRMENİN (...)  Devamını Aç


SINIF YÖNETİMİNDE DEĞİŞİM GEREKSİNİMLERİ

…bir doktor o gün gelen hastaların tümüne aynı ilacı verse ne olurdu? Benzetmek gerekirse okullarımızda yapılan tam da bu”[1] Alandaki eğitim gerçeğimiz bundan daha güzel anlatılamaz. Gerçekten de geçmişteki ve şimdiki eğitim sistemimizde öğrencilerimizin bireysel seviyelerini ve öğrenme farklılıklarını dikkate alan bir gelenek yok. Bu yüzden de öğretmenlerimiz, öğrencilerimizin akademik seviyelerini, öğrenme süreçlerini, öğrenme biçimlerini göz önünde bulunduramıyorlar, dolayısıyla tüm öğrencilere aynı sınıflarda aynı bilgileri aynı sürede ve aynı yöntemlerle anlatmak zorunda kalıyorlar. Bunun sonucu olarak da pek çok öğrenci ister istemez hem uzaktan eğitimde hem de yüz yüze öğretimde öğrenme zorluğu yaşıyor, kendine olan güveni azalıyor, derse aktif katılım sağlayamıyor.  Devamını Var


Sayın Bakanımızla Alandaki Eğitimi Konuştuk

Çok gerekli ve değerli olmasına rağmen alandaki en önemli sorunumuz, zengin ve mükemmel materyal üretmekle çözülmüyor. Çünkü öğretmenlerimiz kendileri için üretilen o güzelim materyallerin ne zaman, niçin, nerede ve nasıl kullanılacağı konusunda fikir üretme alışkanlığına sahip değiller. Bunun nedenini öğretmenlerin zaafıyla açıklamak yanlış olur, asıl neden nitelikli konu anlatım tasarımından yoksun olmaları. (....)  Devamı Var    28 Eylül 2019


EDEBİYAT OYUNLARI - Yazı Tahtası Önündeki Tiyatro

Edebiyat öğretiminin alışılagelen yöntemlere destek olması amacıyla, Türk edebiyatının çeşitli dönemlerini, olay ve karakter bakımından bağımsız tiyatro oyunları biçimine dönüştürerek, “Oynayarak-izleyerek Öğrenme” yöntemine işlerlik kazandırmayı amaçladım. Edebiyat derslerine renk ve hareketlilik getirdi.

Üsküdar Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesinde görev yaptığım yıllarda, sınıf içinde uygulamak amacıyla yazdığım Türk edebiyatıyla ilgili 18 kısa oyun  (2002) Milli Eğitim Bakanlığı yayınları arasında çıktı.

Sahnede izlenen olayların, anlatılan ve okunanlara göre daha kalıcı olduğu gerçeğinden hareket ederek tiyatrolaştırdığım oyunlar, öğrencilerin derse bakışla (....) Devamı Var

 

ÖRGÜN ÖĞRETİM, bir konuyu; aynı sınıfta, aynı öğrencilere, aynı sürede, aynı kaynaklardan, aynı yöntemle aktarma olayı olamaz. Çünkü her öğrencinin öğrenme süreci, öğrenme biçimi, öğrenme yöntemi farklıdır.

Buna rağmen alandaki eğitim ve öğretimimiz; “…bir doktor o gün gelen hastaların tümüne aynı ilacı verse ne olurdu? Benzetmek gerekirse okullarımızda yapılan tam da bu"

1996’da Ders Geçme (Kredili) sistem kaldırılıp yerine tekrar Sınıf Geçme Sistemi getirilince bireysel çözüm arayışım başladı.

Özetin özeti:

* Bir öğrencimin, “Hocam! Sizin yüzünüzden her sabah eşimden azar işitiyorum”. Meğerki gazete başlıklarını