SOSYAL MEDYA BİLDİRİMLERİ

 

Bilgi: Üstte yer alan gri renkli bildirimler ana sayfada/giriş sayfasındakilerdir.

Uzaktan eğitim sürecinde eğitim ücretinin karşılığını alamadığını düşünen, ancak ödeme sorumluluğu gösteren velilerin gelecek öğretim yılında ve ondan sonraki dönemlerde beklentileri aynı olmaz. Ödeyecekleri ücretin karşılığını kuruşuna kadar almak için kılı kırk yarabilirler.

Öğrencilerin, yazılı sınavlar ile yılsonu notları için belirledikleri hedefleri -en geç ikinci haftada- yazılı olarak bildirmeleri okul yönetimi tarafından istenmişse, bu kurumda öğretmenlerin başarısı tüm öğrencilerin hedeflerine ulaşmalarıyla orantılı olur.

İstanbul’da sahaya yeni çıkan veya çıkacak olan eğitim kurumları, eğer ellerinde farkındalık yaratacak hamleleri yoksa ve maçı İstanbul’dakiler gibi oynamayı düşünüyorlarsa, şimdiden sabırlı olmaya alışmalılar...

Okul tanıtım broşürlerinde, bekleme salonlarında, sosyal medyada kurumun başarı ölçütü yaygın olarak geçmiş yıllarda derece yapmış öğrenciler gösteriliyor. Bu öğrencilerin oranı var sayalım ki, yüzde beş olsun! Geride kalan yüzde DOKSAN BEŞ’İN hiç mi değeri yok!

Öğrencileri öğrenmenin merkezine yerleştirecek bir çözüm üretilmedikçe Hibrit Eğitim; tıpkı Yabancı Dil Laboratuarı, Müfredat Laboratuar Okulu, Ders Geçme (Kredili) Sistemi, Yapılandırmacı Öğretim gibi adı uzun süre konuşulur, sınıfa ve öğrenciye yansımadan unutulur.

Öğrencilerle etkileşimli bir ilişkinin kurulması pek çok öğretmeni aşıyor. Nitekim öğrencilerin beklentilerine yanıt verecek bir iletişim kurmak; bilgi, deneyim, birikim ve yetenek istiyor. Bu özelliklere sahip kaç öğretmen vardır? Öncelikle bu konuda öğretmene destek kaçınılmaz!

Bir konuyu aynı öğrencilere aynı yöntemle aynı ortamda anlatmak yerine, öğrencilere bilginin yolunu ve yerini gösterdiğimiz zaman; öğrencinin sormasını, araştırmasını, yorumlamasını, sebep-sonuç ilişkisi kurmasını hoş gördüğümüz zaman...

Yazılı sınavları ölçme unsuru olmaktan çıkarır, onun yerine ne zaman hedefe giden yolun basamağı görürsek; performans notlarını güç gösterisi olmaktan çıkarır da teşvik unsuru olarak kullanırsak, gençlere yaratıcılıklarını gösterme ortamı açmış oluruz.

Öğrencilerin girişimci olmalarının önündeki en büyük engellerden biri de "Sınıfta bırakırım" yaptırımıdır. Sınıfta bırakma, kendisine istem dışı dikte edileni yapmayan için değil, özgür iradesiyle "Yaparım" deyip de yapmayanlar için geçerli olmalı.

Öğrenmenin merkezinden ne zaman öğretmenleri çıkarır da, oraya öğrencilerin yerleşmesini sağlarsak o zaman kendi girişimcilerimizle tanışma fırsatı buluruz.

A okulundan B okuluna nakil olan öğrenciler iki okul arasında eğitim ve öğretim anlamında önemli bir fark göremiyor. Bu durum okulların Web sayfalarında anlatılanların sınıflara ve öğrencilere yansımadığını gösteriyor. Nitekim görev yaptığım resmi ve özel okullarda, kendi sınıflarımda olup da nakil gelen öğrencilerin her birine, birkaç hafta geçtikten sonra, birkaç sorudan oluşan anket metni verdim ve doldurmalarını istedim. Sınıf yönetimi ve öğretmen bağlamında inanın fark belirten tek bir öğrenci olmadı. Bu durumdan hareketle Kazanım ve Süreç Yönetim Sistemi'ni, uygulayan okullarda farkındalık yaratması için tasarladım.

Öğretmenlerimizi başka ülkelerin öğretmenleriyle karşılaştırma yapma lüksümüz olmadığı gibi, o ülkelerde uygulanan yöntemlerin ülkemizde de başarıyla uygulanabileceğini düşünmek doğru olmaz. Alandaki öğretmenimize ve uyguladığı sisteme göre özgün çözümler üretmek zorundayız.

Bilgiye giden yolda, öğrenmesi gereken konuyu ve nerede olduğunu somut olarak bilen öğrenci ister yüz yüze eğitimde olsun, isterse uzaktan eğitimde olsun; çeşitli kaynaklardan yararlanabilir, sınıf arkadaşlarıyla da sık sık iletişim kurabilir. Öğretmenin karşısına donanımlı çıkmayı sever...

Eğitim sistemimiz uzun yıllardır adeta yürüme bandında oyalanıp duruyor, bir türlü doğal yoluna geçip bir hamle yapamıyor. Her ne kadar Sayın Bakanımız Ziya Selçuk ile vücut bulan 2023 Eğitim Vizyonu gerçekçi bir beklenti yaratmış olsa da, şimdi Pandemi süreci eğitimdeki değişimi önümüzdeki öğretim yılına çekti. Adeta kaçınılmaz kıldı.

Veli tepkesinden yakınan öğretmenlere genel müdür, tepki gösterenlerin oranını sorar. Salondan 5, 8, 10 sesleri yükselir. Genel müdür %15 olsun der. "Şimdi soruyorum size, %15’in tepkisine karşı %85’i feda mı edelim, demek diyorsunuz?"

- Sınavlarda başarısız olanlar feda edilmiyor mu?

Mart’ta birdenbire karşı karşıya kaldığımız Uzaktan Eğitimi yetersiz ve etkisiz bulmak okullara haksızlık olur diye düşünüyorum. Ancak 2020-21 öğretim yılı için ekrana gelen ve ekrandan uzak duran öğrenciler için, onları ekrana bağımlı kılacak çözümler kaçınılmaz olacaktır.

Milli Eğitim Bakanlığı öğrencilere, örneğin Türkçe dersiyle ilgili her ay 20 adet çoktan seçmeli örnek soru vermek yerine, her ay 20 adet kazanım vermesi veli ve öğrencilerdeki kaygıyı/stresi yok etmez mi?

Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgârın yardım edemeyeceği gibi; hedefi olmayan bir öğrenciye öğretmen nasıl yardım etsin?

Öğrencilerin öğrenmeyi öğrenmeleri ve öğrenme özgürlüğünü hissetmeleri –sınıflara girmeden önce–; neyi, niçin, nerede, ne zaman, nasıl ve kiminle öğreneceklerini bilmelerine bağlıdır.

Korona felaketi sürecinde öğrencilerin hem okullarından hem de öğretmenlerinden uzak kalması, veliler bağlamında yeni arayışların önünü açmakla kalmadı, beklentilere farklı seçenekler eklenmesine neden oldu. İşte bu nedenledir ki; bugüne kadar markalarıyla, fiziksel yapılarıyla, teknolojik donanımlarıyla, çoğu yabancı kaynaklı olan eğim modelleriyle, hatta bulundukları konumlarıyla eğitim piramidindeki yerlerinden memnun olan özel öğretim kurumları, gelenekselden çağdaş öğretim modeline dönüşmeyi ve akademik yenilenmeyi kaçınılmaz kılan yeni öğretim yılına hazır olmalılar.

Uzaktan eğitim uygulamasıyla günü kurtarma yarışını sürdüren tüm eğitim kurumları bu sözü gerçeği dönüştürmeli. Hiç zaman kaybetmeden, “Artık kriz yönetiminden, değişim yönetimine geçiyoruz.” demeliler...

Uzaktan eğitime katılmayan öğrencileri tekrar tekrar arayarak ekrana davet etmek veya zorlamak yerine, onları ekrana bağlayacak çözümler üretmek veya aramak gerekir. Çünkü bu yaklaşımı gösteren öğrencilerin öğrenme biçimlerinin veya süreçlerinin, zaten yüz yüze öğretim dersleriyle de örtüşmediği unutulmamalıdır.

Eğitim yönetiminin en çok üzerinde durulması gereken bölümü derse giriş ziliyle çıkış zili arasındaki süreçtir. Bu alanda öğretmene güven çok değerlidir, bu durum ona en iyi şekilde hissettirilecek kadar da hassastır. Ancak bu güven, sınıf yönetiminin büsbütün öğretmene teslim edilmesi anlamına gelmez, gelmemeli... Onlarca öğrencinin bulunduğu bir sınıf, belki öğretmen merkezli öğretimde özel alan sayılabilir, ama Yapılandırmacı öğretimin uygulandığı bir ortamda özel alanın lafı bile olmaz.

Başka bir deyişle; bilginin kaynağına giden yoldaki basamaklardan biridir. Yolun neresinde olunduğunun duyurusudur.

Uzun yıllardır, hemen hemen bütün okullarımızda eğitimin kalbi sayılan sınıfla ilgili, yani derse giriş ziliyle çıkış zili arasındaki süreçle ilgili bir sorundan söz etmek kimsenin gündeminde yer almıyor. Kurumlar; deneyimine, yaşına, yeteneğine ve diksiyonuna bakarak en iyi öğretmenleri seçtiklerini düşünüyorlar ve eğitimin KALBİNİ onlara teslim ediyorlar. O öğretmenler düşünüldüğü kadar gerçekten iyi olsalardı, önceki okullarından bırakılırlar mıydı?

İyi öğretmen yoktur’ demeyi doğru bulmam, onun yerine ‘öğretmenden iyi verim alan yönetim vardır’ demeyi tercih ederim, daha değerli bulurum.

Bir insan için kalp neyse, öğretim kurumunun kalbi de dersliklerdir. Başka bir deyişle, derse giriş ziliyle çıkış zili arasındaki süreçtir. Kalbi ahenkli çalışan bir kurum; fiziki yapısı, teknolojik donanımı, bahçe düzeni veya bulunduğu konum nasıl olursa olsun ayakta dimdik durabilir.

Uzaktan eğitimin başarılı olması için ekrandan uzak duran öğrencilerle ilgili çözüm üretilmelidir. "Ne yapsak, ekrana gelmiyorlar" demek sorumluluktan kaçmak olur.

Öğrenci ne öğreneceğini, ne kadar öğreneceğini; niçin, ne zaman, nerede ve nasıl öğreneceğini bilmeli. Aksi bir durumda, yani mevcut sistemde, sınav kaygısından uzak kalması mümkün mü?

Sınıf adeta bir satranç tahtasına benzer. Öğretmen orada öyle bir oyun çıkarmalı ki, hem öğrencilere mat olmamalı, hem de onları mat etmeyi aklının ucundan geçirmemeli.