SINIF YÖNETİMİNDE DEĞİŞİM GEREKSİNİMLERİ
Alandaki Eğitim Gerçeğimiz
“…bir doktor o
gün gelen hastaların tümüne aynı ilacı verse ne olurdu? Benzetmek
gerekirse okullarımızda yapılan tam da bu”[1] Alandaki eğitim
gerçeğimiz bundan daha güzel anlatılamaz.
Gerçekten de geçmişteki ve şimdiki eğitim sistemimizde
öğrencilerimizin bireysel seviyelerini ve öğrenme farklılıklarını
dikkate alan bir geleneği yok. Bu yüzden de öğretmenlerimiz,
öğrencilerimizin akademik seviyelerini, öğrenme süreçlerini, öğrenme
biçimlerini göz önünde bulunduramıyorlar; dolayısıyla tüm
öğrencilere aynı sınıflarda aynı bilgileri aynı sürede ve aynı
yöntemlerle anlatmak zorunda kalıyorlar. Bunun sonucu olarak da pek
çok öğrenci ister istemez hem uzaktan eğitimde hem de yüz yüze
öğretimde öğrenme zorluğu yaşıyor, kendine olan güveni azalıyor,
derse aktif katılım sağlayamıyor.
Derslerden kopuyor, öğrenci-öğretmen anlaşmazlıkları başlıyor…
İstanbul il Milli
Eğitim Müdürlüğünde tesadüfen tanıştığımız bakanlık müfettişiyle
olan sohbetimiz -biraz da benim yönlendirmemle- ister istemez
2004-2005 öğretim yılından itibaren okullarımızda kademeli olarak
uygulamaya konulan, tüm ders kitapları yeni programa göre hazırlanan
Yapılandırmacı öğretim üzerinde yoğunlaştı. Sohbetimizin sonunda,
İstanbul’da Yapılandırmacı öğretimi gerçek anlamda uygulayan bir
okul var mı, diye sorduğumda içini çekti, “Okul sorma,
Yapılandırmacı öğretimin ne olduğunu bilen ….var mı?” dedi.
Şaşırmadım diyemem.
Derse giriş
ziliyle çıkış zili arasındaki süreci insan kalbine benzetirim.
Okulların insandan tek farkı, çoklu kalbe sahip olmalarıdır.
Ülkemizde maraton
koşacak kadar sağlam kalpli ve güçlü okullar olmasına rağmen yürüme
bandından inmiyorlar, maratonda koşmak anlamına gelen Yapılandırmacı
öğretimden uzak kalıyorlar. Bu yüzden de 2004’te başlayan süreç,
hala olduğu yerde duruyor.
Oysa okulların
çoklu kalplerini SİGORTA edecek projeler var!!!
Pandemi Sürecinin Gerekli Kıldığı Kazanımlar
1. Değişimin en
öncelikli eylemi, SONUÇ odaklı anlayışı yerine SÜREÇ odaklı
anlayışın esas alınmasıdır.
2. Öğrencilerin
kendi müfredatlarını kendilerinin yapmasına izin verilir.
3. Öğrenci
hedeflerini içeren takvim öğrenci velileriyle paylaşılır. Veliler
kendilerini kısa bir süre sonra öğrenme sürecinin içinde bulurlar.
Bu yöntem yeni bir veli anlayışının yaratılmasını sağlar.
4. Tüm okulların eğitim-öğretim hikâyesi yazılır. Okul Kültürü gereği çaycıdan kurucuya kadar tüm çalışanların bilmesi sağlanır. Okulların giriş bölümündeki duvarlara büyük yazılı panolar halinde asılır. (Veli yetkililere sormak yerine oradan okur. Söyleyen bulunmayabilir, söylenenler unutulabilir; ancak duvardaki pano her zaman var olur.)
5. Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgârın yardım edemeyeceği gibi; hedefi olmayan bir öğrenciye öğretmen nasıl yardım edebilir?
İki öğretmen düşünün; yazılı sınavdan birkaç gün önce; biri öğrencilerine, 1. sayfadan 30'uncu sayfaya kadar sorumlusunuz, diyor. İkincisi ise aynı sayfalardan çıkardığı 30 adet kazanımı (hedef) birer cümle halinde yazılı olarak öğrencilere veriyor. Kazanım yerine "soru" da kullanılabilir. Şimdi bu iki öğretmenden hangisinin öğrencileri yazılı sınava daha bilinçli ve istekli çalışır? Hangisinin velisi daha çok yararlı olabilir? Yazılı sınavdan alacağı notu hangi öğretmenin öğrencileri daha doğru tahmin edebilir? Hangi öğretmenin öğrencilerinde sınav kaygısı/stresi daha az olur? Hangi öğrencinin ailesi daha mutlu olur?
6. Programın ileri
aşamalarında yazılı sınavlarda gözetmen bulundurulmasına gerek
kalmaz. (Bu madde doğrultusundaki uygulamayı Üsküdar Hüseyin
Avni Sözen Anadolu Lisesinde yapmıştım. Şikâyet üzerine gelen
bakanlık müfettişinden takdir aldım.)
7. 100 puan nihai
sınır olmaktan çıkarılır. Yazılı veya sözlü sınavlarda 100 puan alan
öğrenciye “Dur” denilmez, önü açılır. Yeter ki daha çok öğrenmek
istesin! (Milli Eğitim Bakanlığından özel onay alınana kadar 100’ü aşan
puanlar özel bir formülle yönetmelik maddelerine uyarlanır. Bakanlık
onaydan sonra mezun öğrencilere diploma değerinde kuruma özel diploma verilir,)
(Not_: Bu özelliği
Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk, bir söyleşisinde olması
gereken bir uygulama olarak anlatmıştı)
8. Sınıfa giden her
öğretmene, dersin konusu için gereksinim duyacağı her türlü
donanımı içinde bulunduran altın bir tepsi verilir.
(Ders Anlatım Tasarımı)
9. Ders Anlatım
Tasarımı çok önemlidir. Adeta bir binanın projesi gibidir; projeyi
mimar çizer, yüklenici inşa eder, mühendis sorumluluk üstlenir.
Öğretmenlerimizin tümü ne mimar ne de mühendistir; onlar sadece
öğretmendir (yüklenici). Dolayısıyla yüklenici konumunda olan öğretmenin
sorumluluğu sadece Ders Anlatım Tasarımını en iyi şekilde hayata
geçirmekle sınırlı olur.
10. SINIF YÖNETİMİ: Öğretmenler Ders Anlatım Tasarımında belirtildiği gibi, her derste bilgiye giden yola öğrencilerle birlikte çıkarlar. Bu yolda bazı öğrenciler öğretmen desteğine gereksinim duymadan bireysel veya küme çalışması yoluyla hedefe varırlar. Bazıları da öğretmen desteğine daha çok gereksinim duyarlar. Öğretmen onlara gereksinim duydukları oranda destek verir, önde gidenlere yetişmelerini sağlar. Böylece sınıftaki tüm öğrenciler hedeflerine varmış olurlar. Başarısızlık gibi bir kavram söz konusu olmaz.
11. Ders Anlatım
Tasarımıyla ders işleyen öğretmen, sınıf ortamında genellikle
YÖNLENDİREN ve DESTEK VEREN konumunda olur. Öğrenciler ise SORAN,
SORGULAYAN, ARAŞTIRAN, YORUMLAYAN, KURGULAYAN, FİKİR ÜRETEN, PROJE
YAPAN konumlarında olurlar. Gereksinim duydukları oranda
öğretmenlerinden destek alırlar.
12. Yabancı dil ve
Türk dili derslerinde kullanılan sihirli/büyülü materyaller hem
öğrencinin çalışma isteğini hem de başarısını artırmakla kalmaz,
sınıftaki tüm öğrencilerin derslere katılmalarını da sağlar.
13. Öğretmenlerin
bulunmadığı ortamlarda; yemekhanede yemek yerken, kantinde sıra
beklerken, koridorda sohbet ederken öğrenciler öğrenmeyle baş başa
kalırlar. Üstelik nöbetçi öğretmen veya bir yönetici tarafından en
küçük bir telkin olmadan… Hem de tamamen kendi doğal konumlarıyla…
14. 2020-2921 eğitim ve öğretim yılında Uzaktan Eğitim ile Yüz Yüze Eğitim aynı anda sürecek olursa, buna ek olarak öğrenci devamı da zorunlu tutulmazsa, Kazanım ve Süreç Yönetim Sistemi (KSY) her duruma yanıt verecek biçimde tasarlandı. KSY sisteminin doğası Uzaktan eğitime ve devam serbestliğine gerçek bir çözümdür.
15. Hobi
öğretmenlik uygulamasına yer verilir, zümrelerin yıllık ders
planlarında gösterilir.
16. Ders geçme
sisteminin 2023 Eğitim Vizyonu ile geleceği iyice belli olduğundan,
mevcut yönetmeliğin dışına çıkılmadan DERS GEÇME SİSTEMİNE gereken
hazırlık yapılır.
17. Öncelikle
liselerde öğrenci-öğretmen, öğrenci-veli iletişim kabini
uygulamasına geçilir.
18. Kazanım ve Süreç Yönetim Sistemi uzaktan
eğitime katılmayan öğrencileri tekrar tekrar arayarak ekrana davet
etmek veya onları ekrana katılmaları için zorlamak yerine, onları ekrana bağlayacak çözümlere
sahiptir. Çünkü kendilerini ekrandan uzak tutan öğrenciler, öğrenme
biçimleri veya süreçleri farklı olduğu için yüz yüze öğretim
dersleriyle de örtüşmeyenlerdir.
19. Tüm
öğrencileri Türkiye’nin her yerine götüremeyiz ama Türkiye’nin her
yerini okula getirebiliriz. Görsel sanatlar öğretmenleri böylece
gerçek anlamda akademik öğrenmenin içinde olurlar.
20. Eğitimcilerin ve basının gündeminde uzun süre kalmaya nede olacak etkinlikler: SEMPOZYUM, SİYAH BEYAZ UYGULAMA, PROJE, ETKİNLİK ve SEMİNER...
Son Not_: Yukarıda yer alan kazanımlardan her birinin resmi ve özel okullarda doğuş ve uygulanış öyküsü vardır. Eğer akademik anlamda değişimi ve yenilenmeyi düşünüyorsanız, kazanımların nasıl var olduklarını ve nasıl uygulandıklarını paylaşalım. Kurumunuzda değişim hemen başlasın.